Mentorluk, insanlık tarihi kadar eski bir öğrenme ve gelişim pratiğidir. Antik Yunan’dan günümüz modern eğitim ve iş dünyasına kadar uzanan bu kavram, zaman içerisinde yalnızca “öğreten–öğrenen” ilişkisi olmaktan çıkmış; rehberlik eden, destekleyen, ilham veren ve dönüştüren bir ilişki biçimine evrilmiştir. Mentorluk Sanatı: Öğretmekten Çok Dönüştürmek başlıklı bu webinar, mentorluk kavramını tarihsel, kuramsal ve uygulamalı boyutlarıyla ele almayı amaçlamaktadır.

Webinarın ilk bölümünde mentorluk kavramının tarihsel gelişimi incelenecek; mitolojik kökenlerinden akademik ve kurumsal yapılara kadar uzanan dönüşüm süreci ele alınacaktır. Bu bağlamda mentorluk anlayışının neden günümüzde daha fazla önem kazandığı, hızlı değişen bilgi çağında rehberliğin ve deneyim aktarımının rolü tartışılacaktır. Ardından mentorluk kavramının güncel tanımı yapılacak ve koçluk, danışmanlık ve öğreticilik gibi benzer kavramlardan hangi yönleriyle ayrıldığı açıklanacaktır.

Webinarın devamında etkili bir mentorluk ilişkisinin temel aktörleri olan mentorlar ve öğrenenler üzerinde durulacaktır. Bir mentorun yalnızca alan bilgisine değil; empati, aktif dinleme, etik duruş ve geri bildirim verme becerilerine de sahip olması gerektiği vurgulanacaktır. Benzer şekilde öğrenenin de pasif bir alıcı değil, sürecin aktif bir bileşeni olması gerektiği; merak, açıklık ve sorumluluk alma gibi özelliklerin önemi ele alınacaktır.

Bir diğer önemli başlık ise mentorluk modelleridir. Geleneksel birebir mentorluk modellerinin yanı sıra grup mentorluğu, tersine mentorluk, akran mentorluğu ve dijital mentorluk gibi güncel yaklaşımlar tanıtılacaktır. Bu modellerin hangi koşullarda daha etkili olduğu, kurumlar ve bireyler için nasıl uyarlanabileceği örnekler üzerinden açıklanacaktır.

Webinarın son bölümünde ise “kendinin mentoru olmak” kavramı ele alınacaktır. Bireyin kendi öğrenme ve gelişim sürecini yönetebilmesi, güçlü ve zayıf yönlerini tanıması ve yaşam boyu öğrenme bilinci geliştirmesi üzerinde durulacaktır. Bu yaklaşım, mentorluk sürecinin yalnızca dışsal bir destek değil, aynı zamanda içsel bir dönüşüm süreci olduğunu ortaya koymaktadır.